İşe alım yetkililerinin, sizi “kağıt üzerinde” değerlendirirken ilk önce hangi belgeye başvuracağı bellidir. Özgeçmişiniz bu konuda başı çeker. Fakat şimdilik. %78’den fazla işe alım uzmanının, yetenekleri LinkedIn’de aramasıyla profiliniz özgeçmişinizle yarışır konuma gelmiş durumda.
Özgeçmişinizde olduğu gibi, işe alım yetkilileri (işe alım yapanlar, işe alım yöneticileri ve İK) başarılarınızı profilinizde görmek ister. Ek olarak, LinkedIn’de hiç profil yaratmamışsanız bir rol için değerlendirilmeyebilirsiniz.
Bir istatistiğe göre işverenlerin yaklaşık %40’ı, LinkedIn’de profilleri yoksa bir adayı değerlendirmeye almamakta.
Profil bölümlerinizin özgeçmiş bölümlerinize benzer şekilde düzenlendiğini fark edeceksiniz. Bunun nedeni, işe alım görevlilerinin profilinizi bir özgeçmişi okudukları sırayla okumayı tercih etmeleridir. Yine de LinkedIn profiliniz farklıdır; özgeçmişinizden daha dinamiktir. Bu, işe alım yetkililerinin de farkında olduğu bir durumdur.
Aşağıda işe alım yetkililerinin LinkedIn profilinizi incelemekten kaçınmasının 10 sebebini paylaşıyoruz.
- Sizi bulamıyorlardır.
İşe alım yetkililerinin, LinkedIn profilinizi incelemekten çekinmesinin en açık nedeni budur. Özgeçmişinizi okuduktan sonra sizi LinkedIn’de bulamazlar. Sonsuz iş arayanlar denizinde kaybolmuşsunuzdur. En olası neden, işe alım yetkililerinin bir rolü doldurmak için aradıkları anahtar kelimelere sahip olmamanızdır.
- Profiliniz özgeçmişinizin kopyasıdır.
Özgeçmişinizi yeni profilinize kopyalamak, profilinizi oluştururken sorun değildir ancak o kadarla yetinmeyip kişiselleştirmeniz gerekir. Bunu, kişiselleştirilmiş bir özgeçmiş gibi düşünebilirsiniz. İşe alım yetkilileri, özgeçmişinizden farklı bir şey görmek isterler.
- Fotoğrafınız düşük kaliteli olabilir.
Profilinize kendi fotoğrafınızı eklemediyseniz akılda kalıcı, dikkat çekici ya da güvenilir sayılmanız düşük bir ihtimaldir. Bu noktada önemli olan profil fotoğrafınızın kaliteli ve yeni olmasıdır. İyi bir kamerası olan birisine ulaşın -bugünün telefon kameraları bile yeterli olacaktır- ve fotoğrafınızı çekmesini isteyin.
İpucu: İçinde sizinle beraber diğer kişilerin bulunduğu bir fotoğrafı kullanmayın. Ayrıca kesinlikle “selfie” yüklemeyin.
- Başlığınız (Headline), iş unvanınız ve şirketinizdir.
Unvanınızı ve şirketinizi listelemekten daha kötü olan tek şey, “Farklı fırsatlar arıyorum” veya “Yeni fırsatlara açığım” yazmaktır.
İpucu: İşe alım yetkilileri, adayları ararken anahtar kelime olarak “Farklı fırsatlar arıyorum” kalıbını kullanmaz.
Başlık olarak ilgi çekici bir unvan, uzmanlık alanlarınızı ve dilerseniz küçük bir slogan eklemelisiniz. Buradaki fikir, bir işverene sunacağınız değeri göstermektir. Yalnızca unvanınızı ve şirketinizi listelemek bunu başarmaz.
- E-posta adresinizi gizliyorsunuzdur.
İletişim Bilgilerinizdeki varsayılan ayarın, yalnızca 1. derece bağlantılarla paylaş olduğunu bilmiyorsanız, bu sizin hatanız olmayabilir. Ancak bunu “LinkedIn’deki Herkes” olarak değiştirebilirsiniz. İşe alım yetkililerinin size ulaşabilmesi için e-postanızın görünür olması gerekir. Bir pozisyonu doldurmaları gerekiyorsa size ulaşmak için farklı yollar denemekle uğraşmayacaklardır. Ek olarak e-postanızın Hakkımda bölümünde listelenmiş olması da gerekir.
- Öne Çıkanlar (Featured) kısmınız boş olabilir.
Bu kısım çevrimiçi portföy yaratmanız için bir şanstır. Bu bölümü boş bırakırsanız başarmış olduğunuz işleri gösteremezsiniz. İşe alım yetkililerine en önemli başarılarınızı göstermekten çekinmeyin. Mesela bir İş Geliştirme Uzmanıysanız burada bugüne kadarki en büyük projenizden bir içerik paylaşabilirsiniz.
- Hakkında (About) bölümünüz hikayenizi anlatmıyordur.
İşe alım yetkilileri, küçük bir çocukken kurduğunuz hayalleri görmekten ziyade mesleğinizi yaparken nelerden keyif aldığınızı, sizi o meslekte tutan motivasyonunuzun ne olduğunu görmek isterler. İşinizle alakalı başarılarınızı maddeler halinde listeleyerek de ekleyebilirsiniz. Ayrıca, Hakkında bölümünü doldururken anahtar kelimeleri de eklemeyi unutmayın.
- Deneyim (Experience) bölümünde başarılarınızı vurgulamıyorsunuzdur.
İşe alım yetkilileri, geçmiş pozisyonlarınızda ne yaptığınıza dair net bir fikir vermeyen Deneyim bölümlerini incelemekten hiç hoşlanmazlar. Çoğu zaman Deneyim kısmında şirket adı, unvan ve söz konusu pozisyondaki görev süresi paylaşılmaktadır. Dahası yoktur. Bahsedilen pozisyonlarda edindiğiniz başarımları göstermezler. Kısa bir metinle başarılarınızı eklemeyi unutmayın.
- Eğitim (Education) bölümünde açıklayıcı metin kullanmıyorsunuzdur.
İşe alım yetkilileri, “Derece, Kurum, Yer, Mezuniyet Yılı” gibi kuru detayları görmek istemez. Muhtemelen bunları özgeçmişinizde gördüler ya da görecekler. Profilinizi daha heyecanlı hale getirmek için biraz anlatı ekleyin.
- Gönüllü (Volunteer) bölümünüzü boş bırakıyorsunuzdur.
İnsanlar nadiren gönüllü deneyimlerini özgeçmişlerine eklerler. Genellikle yer bulamazlar ve çok önemli bir bilgi olarak düşünülmez. Ancak gönüllü çalışmalarınız, ya bir organizasyon topluluğuna yardımcı olmak ya da becerilerinizi geliştirmek için vakit ayırdığınız çalışmalardır. Her ikisi de gönüllü çalışmalarınızı listelemek için harika nedenlerdir.
- Ekstra: Aktiviteler (Activities) bölümünüz çorak arazi gibi olabilir.
Bir içerik paylaşmadınız, diğerlerinin içeriklerine yorumlar yazmadınız ya da hiç makale yayınlamadınız. LinkedIn’e esas olarak bir profil oluşturmak ve olabildiğince çok insanla bağlantı kurmak için katıldınız. Aktiviteleriniz boş olması işe alım yetkililerine, “LinkedIn’de olup olmamak çok da umurumda değil” mesajını vermektedir.
Kaynak: Things Career Related