İyi performans gösteren bir LinkedIn hesabına sahip olmak için gönderilerinizde yalnızca yüzde iki oranında etkileşim almanız yeterlidir. Etkileşim oranıysa gönderinize gelen beğeniler & yorumlar, gönderinizin görüntülenme ve paylaşılma sayısına göre hesaplanmaktadır. Kolay gibi gözüküyor değil mi? Fakat LinkedIn’deki her bir gönderinizde yüzde iki etkileşim oranına sahip olmak günümüzün çevrimiçi sanatı gibi görülebilir. Bunu herkes yapamaz. Bu sanata gereken özeni göstermedikçe ve tüm sürecin gerektirdiği stratejik yaklaşımı uygulamadıkça olmaz.
Bu yazımızda başarılı LinkedIn kullanıcılarının tercih ettiği 3 yaklaşımın yanı sıra en iyi performansı gösteren içerik türleri hakkında bilgi paylaşıyoruz.
Önerilen Gönderi Biçimi ve Türleri
Teknik olarak, gönderilerinize aşağıdaki dört özelliği dahil ettiğiniz sürece tüm içerik türleri iyi bir performans gösterecektir:
- Orijinallik
- Doğruluk
- Sektörle alakası
- Empati faktörü (yani, ilişkilendirilebilir gerçekler, rakamlar, senaryolar veya çözümler.)
İster metin ister görsel olsun. Bu dört öğenin tümü mevcutsa, gönderinizin istenilen sonuçlar üretme olasılığı yüksek olur. Ama yine de bu dört özelliği bir araya toplamak için çok fazla araştırma, deneyim ve çaba gerekli olacak. Bu stratejileri uygulamak için aşağıda paylaştığımız en çok tercih edilen ve etkiye sahip gönderi formatlarını kullanabilirsiniz:
- Blog Yazıları
- Metin Gönderileri
- Videolar
- İnfografikler
- Carousel (atlıkarınca) Gönderileri
LinkedIn’de bir metin veya blog yazısı paylaşmanın üç yolu bulunuyor. Durum güncellemenizde yayınlanan bir makalenin bağlantısını paylaşabilir veya doğrudan platformda bir makale yazabilirsiniz. Ya da “kurumsallaşabilirsiniz,” yani şirketinizin sayfasında hali hazırda mevcut olan bir blog yazısını yeniden paylaşabilirsiniz.
Özellikle 2000 kelimeden daha uzun olan blog yazıları, okuyucunuza daha fazla değerli içerik sağlıyor olduğu için iyi performans göstermektedir. Bir link paylaşırken içerikle alakalı dikkat çekici bir görsel ve en azından 1-2 cümlelik bir tanıtım yazısı eklemeniz daha iyi sonuçlar verecektir. Ayrıca metin gönderileri için 3000 karakter (yaklaşık 500-600 kelime) sınırının da bulunduğunu unutmayın.
Benzer şekilde, sponsorsuz videolar LinkedIn’de en iyi performansı gösterme eğilimindedir. İdeal olarak sektör hakkında bir ipucu veya yöntemden bahseden 15 saniyelik bir videonun, ana sayfalarında gönderileri inceleyen kullanıcıların dikkatini çekme olasılığı daha yüksektir. Aynı durum, hızlı tanıtım, kılavuz veya bir etkinliğin infografik ya da carousel (atlıkarınca) modelinde özeti niteliğindeki gönderiler için de geçerlidir.
Maksimum Etkileşim Oluşturmak için En İyi 3 LinkedIn İçerik İpucu
- Kısa Video İçeriği Oluşturun:
İçerik olarak video paylaşımı tercih ediyorsanız, videonun uzunluğunu 30-60 saniye arasında tutmaya dikkat edin. Ve videonuz 30 saniyeyi aşıyorsa, birçok kullanıcının ana sayfalarında gezinirken video seslerini kapalı olarak izleyeceğini göz önünde bulundurarak altyazı da eklediğinizden emin olun. Ayrıca, kısa videolarınızı paylaşırken 1 ila 3 cümle kadar bir metin sağlamanız da daha iyi sonuçlar getirir.
- Tek Görsel Yerine Birden Fazla Görsel Tercih Edin:
Görsel paylaşmak iyi bir adımdır. Ancak aynı konuyla ilgili birden fazla görseli tek bir gönderide yayınlamaksa akıllı bir hareket olacaktır. Böyle bir gönderi, tek seferde daha fazla değer katar. Bu nedenle carousel gönderilerinden yararlanmak en iyisidir. Teknik olarak bu gönderiler, bütçenizi aşmayan video paylaşımlarıdır. Carousel gönderileri de videolara benzer etkileşim almaktadır. Artı noktasıysa, bunların sizin tarafınızda düşük maliyetli ve kullanıcı tarafında zaman açısından verimli olmasıdır. Tam da bu nedenle gün geçtikte daha popüler bir gönderi çeşidi olarak karşımıza çıkmaktadır.
- Okuduğunuz Blog Yazılarını Paylaşın:
Paylaşmadan önce bir blog yazısını okumak basittir fakat büyük bir önem taşır. Hiç okumadığınız blog yazılarını, sırf bir şeyler paylaşmış olmak için paylaşmaya devam ederseniz, yazının içeriğini ve değerini takipçi kitlenize aktaramazsınız. Neden bu yazıya zaman ayırmaları gerektiği konusunda onları etkili bir şekilde ikna edemezsiniz. Ve bunu yapamamanız, kariyer fırsatlarınızı yalnızca olumsuz yönde etkileyecektir.
Sadece bir bağlantı paylaşmayın, onun hakkındaki düşüncelerinizi de yazın. Hatta bu blog yazısını birkaç madde işaretiyle özetleyebilir veya o blog için çok resimli bir gönderi (carousel gönderisi) oluşturabilirsiniz.
Son olarak, LinkedIn’in özünü unutmayın: Her şey sektörünüzdeki insanlarla bağlantı ve ilişki kurmakla ilgilidir. Ve sadece markanız hakkında konuşmaya devam ederseniz bunu yapamazsınız. Zaman zaman diğer konularda da hedef kitlenizle bağlantı kurun, fikir alışverişinde bulunun, fikirlerine değer katın ve değerli önerilerine açık olun.
Kaynak: Contentdrips