Bir önceki yazımızda iş arayışında olanların LinkedIn profillerini oluştururken yapmaktan kaçınması gerektiği hatalara değinmiştik. Bu yazımızdaysa profilinizi tamamladıktan sonra LinkedIn’de kişisel markanızı oluştururken neler yapmamanız gerektiğinden bahsediyoruz.
Unutmayın ki All-Star bir profilin yanı sıra sanal dünyada kişisel markanızı nasıl yönettiğiniz de her türlü iş arayışınızı ya da satış stratejinizi etkileyen bir durumdur!
LinkedIn’de her şeyi dört dörtlük profilinize rağmen istediğiniz verimi alamıyorsanız şu hataları yapıyor olabilirsiniz:
Düzenli olarak içerik paylaşmıyorsanız aynı zaman genel olarak LinkedIn üzerinde yapılacak en büyük hatayı yapıyorsunuz demektir! Her hafta iki-üç içerik paylaşımı yaparak, her hafta olmasa da en azından ayda iki-üç kere yaparak, bağlantılarınızı profesyonel hayatınız hakkında güncel tutun.
LinkedIn gruplarına katılmamışsanız tam da ulaşmanız gereken kişilerle anlamlı sohbetleri kaçırıyor olabilirsiniz. Kendinizi tanıtmak istediğiniz hedef grupları seçerek bu grupları üye olun ve grup üyeleriyle paylaşımları altında kaynaşmayı unutmayın.
Gruplardan bahsetmişken, LinkedIn gruplarında çok sık paylaşım yapıyorsanız, diyelim bir gün içerisinde beş altı paylaşım yapmışsanız, insanların sizi görmezden gelmesi an meselesi! Gruptan atılma riskinizin de olduğunu unutmayın.
Tanımadığınız insanlara ulaşmaya çekiniyorsanız bu gibi endişelerinizi bir kenara bırakmanızı öneririz! Çünkü LinkedIn’in kuruluş amacı birbirini tanımayan profesyonellerin ortak amaçlarda bir araya gelmesini sağlamaktır. Bağlantısının önemli olacağını düşündüğünüz biriyle doğru bir bağlamda buluşmaya bakın.
Sadece biriyle bağlantı kurmak için davetleri kabul ediyorsanız bu alışkanlığınızı derhal bırakın. Tabii ki geniş bir profesyonel ağa sahip olmanın artısı büyüktür fakat bu ağı sizin yaptığınız işle uzaktan yakından alakası olmayan kişilerle doldurursanız kişisel markanızı öne çıkarmaya çalışırken aradığınız hedef kitleyi bulamayabilirsiniz!
Bağlantı davetleri gönderirken kişiselleştirilmiş bir mesaj yazmıyorsanız davetinizin kabul edilme oranı yüksek oranda düşer. İnsanlar kendilerine neden ulaşıyor olduğunuzu merak eder; bu yüzden bir sonraki davetlerinizde kısa bir mesaj yazmayı unutmayın!
Başkaları için tavsiyeler yazmıyorsanız haliyle onlar da sizin için yazmayacaktır. Profesyonel bağlamda tanıdığınız birinden profilinize tavsiye yazmasını isteyecekseniz önce siz onlara yazın. Bu yolla bir başkasının profilinde sizin adınızın gözükmesi de büyük bir artıdır. 😉
LinkedIn Pulse platformunu kullanmıyorsanız kişisel markanızı oldukça güçlendirecek bir yöntemden mahrum kalıyorsunuz: blog yazmak! Yazacağınız bloglar, bir konudaki yetkinliğinizi göstermelerinin yanı sıra sizi bir birey olarak da öne çıkaracaktır.
Bağlantılarınızla etkileşime girmiyorsanız profilinizin binlerce kişi arasında kaybolmasına göz yummuş oluyorsunuz. Ara sıra bağlantılarınızın bir postunu beğenmek, bir diğerine yorum atmak isminizin ana sayfaya düşmesini sağlayacaktır.
Yaptığınız paylaşımları ve profilinizi güncel tutmuyorsanız kişisel markanızın dikkat çekiciliğini azaltıyorsunuz demektir. Uzman olduğunuz alandaki yeni trendleri takip ederek içerik paylaşımlarınızı bu yönde şekillendirmeniz ve döneme göre profilinize yenilikler getirmeniz kişisel markanıza büyük bir ivmelenme getirecektir.
LinkedIn’de ustalaşmak istiyorsanız “LinkedIn Etkin Kullanım Eğitimimizden” yararlanmayı unutmayın!
Kaynak: Executive Career Brand